peak
doruk
-
Astronomide, gezegen, yıldız gibi bir gökcisminin gözlemcinin bulunduğu meridyenden geçerken oluşturduğu yükselti açısı; doruktan geçme.
-
Haritacılıkta bir dağın veya tepenin en yüksek noktası.
-
Bir zaman işaretinde ya da bir zaman dizisinde çevresine göre en büyük değeri alan nokta.
-
Bir dağ, tepe, yanardağ veya yuvarlağımsı bir yeryüzü çıkıntısının en yüksek noktası.
-
Doğal bir yamacın veya bir mühendislik şevinin en üst kesimi.
doruk
-
Astronomide, gezegen, yıldız gibi bir gökcisminin gözlemcinin bulunduğu meridyenden geçerken oluşturduğu yükselti açısı; doruktan geçme.
-
Haritacılıkta bir dağın veya tepenin en yüksek noktası.
-
Bir zaman işaretinde ya da bir zaman dizisinde çevresine göre en büyük değeri alan nokta.
-
Bir dağ, tepe, yanardağ veya yuvarlağımsı bir yeryüzü çıkıntısının en yüksek noktası.
-
Doğal bir yamacın veya bir mühendislik şevinin en üst kesimi.
doruk
-
Astronomide, gezegen, yıldız gibi bir gökcisminin gözlemcinin bulunduğu meridyenden geçerken oluşturduğu yükselti açısı; doruktan geçme.
-
Haritacılıkta bir dağın veya tepenin en yüksek noktası.
-
Bir zaman işaretinde ya da bir zaman dizisinde çevresine göre en büyük değeri alan nokta.
-
Bir dağ, tepe, yanardağ veya yuvarlağımsı bir yeryüzü çıkıntısının en yüksek noktası.
-
Doğal bir yamacın veya bir mühendislik şevinin en üst kesimi.